Tutarsızlık Uyarısı

"Kısa" yazılar yazmak istediğimi söylemiş miydim?


30 Mart 2011 Çarşamba

Kelimeler kifayetsiz


Ayva çiçek açmış

Dışarı çıktım, üzerimde üst üste t-shirt, hırka,mont ...
Aslında "Çantama güneş gözlüğü de koysam mı?" düşüncesini bile sevmiştim hazırlanırken.
Ardından yürümeye başlayınca baktım mont fazla geliyor, çıkardım.
Hırkamın fermuarını da indirdim 5 dakika sonra.
Her daim hafiflik yanlısı ben, bir tuhaf hisettim, aylardır özlediğim bir şeye kavuşuyor gibi.  Sevdiğimi hatırladım.
Gidiş-geliş caddelerin ortasındaki çimlik alanın üzerinde belediye işçileri vardı, onlar da çıkarmışlar kalın yeleklerini, asmışlar ağacın tekine, gömlekleriyle çalışıyorlar, çiçek ekiyorlar toprağa.

Bahar geliyor galba.

Beni bu güzel havalar mahveder, şimdiden söyleyeyim.

29 Mart 2011 Salı

İnce çizgi

Cem Mumcu'nun kitaplarından, twitterından cümlelerini alıp afiş yapıp sokaktaki elektrik direklerine asıcam.
İnsan gözlemi, vurucu benzetmeler vs.. Takipte olmak lazım.

"Arzu etmeyi birakip arzu edilmeyi arzu etmek dehsetli bir mutsuzluk ve agresyon nedeni olabiliyor."
Cem Mumcu

25 Mart 2011 Cuma

Büyük Ev Ablukada

Seneler öncesinde başka bir bloğum varkene, Turgut Uyar'ın "Göğe Bakma Durağı"nı yazmıştım oraya. demiştim ki, "Nedense bir türlü şiir sevemeyen bünyeme şiir okutabilen nadir insanlardan Turgut Uyar. Ağdalı duygusallığı yok, cıvık cıvık romantikliği yok, öldüm bittim damarı yok; yoğunluğunu çok sade anlatıyor."

Seneler sonra okuduğum anda çok benlik dediğim başka bir şiirin yine onun olduğunu görmek hey gidi dedirtti.

Büyük Ev Ablukada
....


göğe baktım yerli yerinde
haydutlar dalavereciler yerli yerinde
vurguncular hayınlar vurdumduymazlar öyle
iyi dedim içim rahatladı
düzen bozulmamış dedim sevindim
tenhaca bir bölgelerinden şehre girdim
(ben herkese varım
başka türlü olmuyor inanmayın)
bakın bu şehri ben kurdum ben büyüttüm ama sevemedim
(ekmek vardı tereyağı vardı söylemiştim önemlidir
utanılacak bir şey yoktu kime anlatmalıyım)


ben sevemezsem sevmek kimselerin elinden gelemez
bizi tutkulara çağırdı otobüse sosise buzdolabına
telefona sinemalara radyolara bir sürü kancık sevdalara
sürü sürü mutsuz alışkanlıklara
yalana dolana itliklere keten elbiselere
(sonra karısı öldü o çocuğun
yalnızdı güçsüzdü herkesler gibiydi
kirlendi kötülendi sarhoşladı pis karılara dadandı
anladık onu ölenden başkası kurtaramaz
ölen de kurtarmamıştı)


bak ben seni nerenden kurtaracağım şaşacaksın
şimdi bu taşları biz çektik değil mi ocaklardan
bu asfaltı biz döktük biz onardık değil mi
bu yapıları oniki kat yapmak bizim aklımızdı
biz kurduk istersek umursamayız ya
(abluka burada başlıyordu çünkü)

ekmek yiyelim tereyağı yiyelim çocuk büyütelim
sen beraber yatacağımız yatakları hazırla
sen bir onu yap yeter bak göreceksin.

22 Mart 2011 Salı

meaningful

Her biri için bir sürü şey yazardım ama üşendim şimdi.  
Güzel reklamlarmış, eğiliyorum saygıyla.



21 Mart 2011 Pazartesi

Reklamdır.

Hasta hasta odanızda geçireceğiniz bir gün olursa bunu dinleyebilirsiniz siz de, öyle yaptım haftasonu, iyi geldi valla.
Saglamken daha da hoş olabilir hem.
Baya beğeniyorum kendisini. Ben bişeyler okurken yazarken odamı düzenlerken telefonla konusurken vs odada çalsın dursun ...

radyo babylon


Babylon'un değerini de istanbul dışına çıktıktan sonra anlamam hoş oldu.  Dönünce yapılacak asmalı turlarının hayalleri şimdiden kurulabilir.

20 Mart 2011 Pazar

Human Nature

"The most attractive are not those who allow us to kiss them at once (we soon feel ungrateful) or those who never allow us to kiss them (we soon forget them), but those who coyly lead us between the two extremes."




  Alain De Botton

simplify !

"Our life is frittered away by detail.
Simplify, simplify, simplify !"

Bazen ne saçma şeylerin kafamda döndüğünü anlatamam.  en azından artık saçma olduğunu farkedip sıyrılabiliyorum.  Evet evet, yapabiliyorum.

Hayat zor bişey değil, zorlaştığında da: derin nefes. 
İnsan, doğasında zamana gereksinim duyan bir varlık sadece, tanımak için, anlamak için, sevmek için vs..  Acele yapılan iş, acele verilen tepki, acele konulan yargılar falan, ı ıh, bi cacık olmaz. Anlık heyecan istersek o başka,o zaman da ne istediğinin farkında olacan, sonra her seferinde olayların başladığı hızda b.ka sarmasına şaşırmayacan. Her şarta uyum sağlayacak kadar da mükemmeliz gerçe, onu da hallederiz. :)

Azcık dışardan seyredeceksin işte. Ööyle panikler ölürüm biterimler yok, olmazsa olmazlar ise hiç yok.

Soguk kanlılık herşeydir ey blog. Herşey kendi yolunu çiziyor, olması için gerekli şartlara ulaşınca da oluyor.
O kadar basit.
Demek ki napıyormuşsun? Sen yaşamana bakıyorsun, aman aman kafanda döndürüp hikayeler yaratmıyorsun minik detaycıklarla,  kendiliğinden ilerliyor her şey zaten.

iki ara bir dere


rapsodistanbul.tumblr'dan alıntıdır, seviyorum o bloğu.