Tutarsızlık Uyarısı

"Kısa" yazılar yazmak istediğimi söylemiş miydim?


29 Ağustos 2012 Çarşamba

Portakal orda kal.

Öyle oluyor ki bazen;
İnsanın tahammülü kalmamış oluyor bir şeylere.
Bıkkınlıklarını hatırlatan en ufak bir şey görmek duymak istememesinin yanında, içine yorgunluklarını hatırlatan minicik bir duygu sızdıgını hissederse o anda herşeyi elinin tersiyle itip koşa koşa gidesi-ya da gönderesi geliyor. Ardına bakmadan. Hiiiç umursamadan. Elde de degil, için kopuyor kaçıveriyor ordan; sen orda duruyor gibi görünsen kaç yazar..

Rüzgara kapılıp giderken kendi özünden birşeylerin de hafif hafif uçuşmuş oldugunu, gitmiş oldugunu farkedip geride ellerinde bisürü ıvır zıvırla dururken yine de "ellerim bomboş yüregimde bir sızı" kıvamında bulunca kendini ;
Başka hiiiç bir şey önemli olmuyor sen'den.  "I ıh" diyorsun. Yok, gelme, git, dur.. ve nice diger negatif ünlemler. Vallaha şu kadarcık katlanamıcam.

Yürürken önünde dikilen teyzeye, para üstü vermeyen taksiciye, işini düzgün yapmayan adama, mızmızlanan kıza, minicik aklıyla seni tavlamaya çalışan züppe çoçuga, gözü heryerde olan akıllı sevgiliye, hemen ay sana çok yakıştııaa diyen magaza görevlisine, içip içip yanına sokulana, zor bi zamanında nasılsın demeyene, ota boka trip yapmaya calışana, hatta saçmalayan politikacıya, sanatcıya, köşe yazarına ..
Minnacık bile katlanamıcam.
Yaklaşmayın arkadaşım, ı ıh.

Adam olun.

Hee, coştum yine dalgalanıyorum ben, evet.

Saygılar.