Tutarsızlık Uyarısı

"Kısa" yazılar yazmak istediğimi söylemiş miydim?


29 Kasım 2010 Pazartesi

Sezgi

Ne güzel, olduğun gibisin çocuk. Yorulmuşsun ve yorulduğunu gösteriyorsun, inkar etmiyorsun, başka şeylerle kapatmıyorsun. Ne daha fazlasın, ne daha az. İhtiyacın yok.

Ne güzel, susabiliyorsun çocuk. Sakince. Benim içim "dış"ta o kadar koşmaya ve anlatmaya alışmış ki, senin yanında kendime gelip dinleniyorum, bilmiyorsun.


Ne güzel, bakabiliyorsun çocuk. Öylece. Sadece. Neler görüyorsun bilmiyorum ama düşünüyorsun, ne gördüğünün farkındasın.

O kadar derine bakıyorsun ki, herkesten sakladıklarımı, kendimin dahi bilmediklerini senden saklayamama ihtimali korkutuyor, bilemezsin.

Bir şey olmaya çaban yok, belki mutlu olmaya bile. Ama bu halinle mutlusun, değiştirmeye gerek yok.

Mükemmel olmak değil hayalin, istediğin gibi kalabilmek senin mükemmelin.

Umudun var mı, bilmiyorum, bilmiyorsun. Bunu düşünmüyorsun da. Yaşıyorsun.

Anlatacak ne çok şeyin var aslında çocuk..
Sıra sıra dinleyeceğim.


Ve kimseye anlatmadıklarımı anlatacağım sana. Sıra sıra.


Acele etmeden.

En az senin kadar sakin ve kendim gibiyken.

14 Kasım 2010 Pazar

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul


Bir barın ikinci katından alt kattaki sahnesine ve çevresindekilere baktım mesela..Tüm gece benim de içinde bulunduğum ve aynı hallerde olduğum insanlara. Çaktırmadan onların dışına çıkarak.

Yabancı birinin istanbul gençliğini anlatan bir belgeselini seyrediyor gibi hissettim o merdivenlerin tepesinde otururken. Ya da Fatih Akın'ın filmlerindeki bar sahnelerini yaşıyor gibi..

Beyinlerden ziyade tamamen içgüdülerin ortamı ele geçirdiği kesin; temiz-düzenli-mantıklı hallerden ziyade azcık daha serseri-azcık karanlık- umursamaz hallerin bedenleri ele geçirdiği kesin.. Hepimizin içinde olan. arasında incecik bir çizgi olan. incecik.

Gün içinde "olması gereken"leri olmuş, uyum sağlamak zorunda hissetmiş ve kendine sınırlarını hatırlatarak yürümüş bünyelerin, bünyelerimizin, bir anda kendini özgürleştirmek istemesini, bir anda tüm maskelerini fırlatıvermek istemesini seyrettim. İçlerde birikmiş sıkıntıları atmak isteyen çığlıkları dinledim.

İnsani haller.. Yüzüme o düşünceli hali yapıştıran şey ise bu sefer de başka maskeler görüyor olmamdı herhalde. Eğlenmek zorunda hisseden maske mesela, cool ve çekici gözükmesi gereken maskeler ya da, sahnede seksi olmak çabasının maskesi de olabilir. Bazen o kadar itici oluyor ki o doğalına aykırı haller. Bir şeyde yapmacıklık sezmeyegöreyim...

Alkolün içindekileri dışa sızdırabilen halini seviyorum, doğalını dışa gösterebilen halini.. Başka kalıplara sokanını değil..

Kendi halinde kendi gibi insanlar hiç göremedim neredeyse ben o tepeden aşağıya bakınca.

7 Kasım 2010 Pazar

Hiç durmaz.

"Akıl bazen gider, bazen de geri gelir. Bazen akıllısındır, bazen de gerizekalı." *

Bazen canın bunu ister, bazen de şunu. Bazen böyle tepki verirsin, bazen de öyle. Bir iyi ki dersin, bir niye ki. Bir böylesindir, bir öyle.

Bu hep aynıdır, ama bazen hatırlamazsın.
Bazen hepsinin aynı bedende barındığına şaşırırsın, bazen de hiç şaşırmazsın..
Bazen onlarla savaşırsın, ama en nihayetinde hep barışırsın.

Yoo, dengesiz falan değilsin.

Farklı sen'ler yaratmıyorsun, sen'leri çoğaltıyorsun. Her uç'a gidip gelip dengeni sağlamlaştırıyorsun.
Hayat akıyor ve sen yaşıyorsun, devam ediyorsun.

Sadece bu. Karışık bir şey değil. Basit.

* Vavien'den.

5 Kasım 2010 Cuma

Kirlenmek Güzeldir !

Ne güzel kendi kendime resimlerle oynadım, kolajlar yaptım, sonunda resimlerimi alt alta dizmek yerine az daha kendi isteğimce koyabilicem bloğuma dedim, sonra blogger o kadar fena bir kalitede yükledi ki kolajları, yine alt alta sıfır estetik sıfır yaratıcılıkla dizmek zorunda kaldım resimleri. Başka bi teknoloji varsa da ben bilmiyorum.
Bugün WGSN'de bunları karıştırırken resmen heyecanlandım! Bir şeyi beğenince o beğenme hissini bile çok seviyorum, beğenmekten uçup gidiyorum hatta arada. İlham dedikleri şey böyle bir şey heralde, sırf yaratasın üretesin geliyor.
Zevk dediğin şey de ayrıntılarda gizli hep.

Salaş ve aldırışsız ruh, zevk ile birleşince beni benden alıyor. Kirli paslı hallerin özgürlüğü de. Daha da kendinmişin gibi sanki. Daha da doğalmışın gibi ya da. Olman gereken herhangi bir şeyi kabul etmiyormuşsun gibi.

Şunlardaki güzelliğe bakın; bu renklere hastayım işte!

Jeanologia:
PRPS:
G-STAR: