Tutarsızlık Uyarısı

"Kısa" yazılar yazmak istediğimi söylemiş miydim?


14 Kasım 2010 Pazar

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul


Bir barın ikinci katından alt kattaki sahnesine ve çevresindekilere baktım mesela..Tüm gece benim de içinde bulunduğum ve aynı hallerde olduğum insanlara. Çaktırmadan onların dışına çıkarak.

Yabancı birinin istanbul gençliğini anlatan bir belgeselini seyrediyor gibi hissettim o merdivenlerin tepesinde otururken. Ya da Fatih Akın'ın filmlerindeki bar sahnelerini yaşıyor gibi..

Beyinlerden ziyade tamamen içgüdülerin ortamı ele geçirdiği kesin; temiz-düzenli-mantıklı hallerden ziyade azcık daha serseri-azcık karanlık- umursamaz hallerin bedenleri ele geçirdiği kesin.. Hepimizin içinde olan. arasında incecik bir çizgi olan. incecik.

Gün içinde "olması gereken"leri olmuş, uyum sağlamak zorunda hissetmiş ve kendine sınırlarını hatırlatarak yürümüş bünyelerin, bünyelerimizin, bir anda kendini özgürleştirmek istemesini, bir anda tüm maskelerini fırlatıvermek istemesini seyrettim. İçlerde birikmiş sıkıntıları atmak isteyen çığlıkları dinledim.

İnsani haller.. Yüzüme o düşünceli hali yapıştıran şey ise bu sefer de başka maskeler görüyor olmamdı herhalde. Eğlenmek zorunda hisseden maske mesela, cool ve çekici gözükmesi gereken maskeler ya da, sahnede seksi olmak çabasının maskesi de olabilir. Bazen o kadar itici oluyor ki o doğalına aykırı haller. Bir şeyde yapmacıklık sezmeyegöreyim...

Alkolün içindekileri dışa sızdırabilen halini seviyorum, doğalını dışa gösterebilen halini.. Başka kalıplara sokanını değil..

Kendi halinde kendi gibi insanlar hiç göremedim neredeyse ben o tepeden aşağıya bakınca.

2 yorum:

  1. cok bakma yüksekten,
    basin döner. dogallik kirda, bayirda, ormanda,...

    YanıtlaSil
  2. İçimizdekileri dışa sızdırabilen, alkolden ziyade o ortamda içtiğimiz her yudumun bizlere özel bir an olduğunu hissetiren özel insanlar.

    İnsanı sarhoş eden de içtiği alkol değil, ettiği üç beş güzel sohbet...

    YanıtlaSil