Sıkıldıgın, bunaldıgın, değiştirmek istediğin şeyler var mesela.
Ya da istediğin, hayal ettiğin, yüzünü gülümsetecek şeyler.
Birazcık beklemek var ya, beklemeyi daha da uzatıyor, çok daha fazla.
Ertelemek dediğin şey; her şeyi iptal edecek kadar tehlikeli bir "bekleyiş" durumu.
Çocukluğumdan beri en sevdiğim şeylerden biri; yapılacaklar listesi yapmak sanırım.
Listeyi yapınca, onların hepsini yapmışım da bitirmişim gibi rahatlayıp mutlu oluyorum, en azından netleştirip karar verdiğim için. Yetmez ama, evet..o bile rahatlatıyor.
Birşeyleri "halletmek" insanı hafifleten, temizleyen, rahatlatan bir durum çünkü. Bir sonraki adıma geçmek, ilerlemek demek, yaşıyorsun demek çünkü; istediğince yaşıyorsun demek.
Zaman zaman kavrayıp her seferinde "evet yaaa" dediğim şey; bir isteğin, bir hedefin varsa, o anda yapmaya başlaman gerektiği. Bir gün, bir saat bile beklemeyeceksin, o an ne yapabiliyorsan onun için, yapacaksın. Direkt o işi mi yaparsın, onu yapmak üzere birini mi ararsın, o an araştırmaya mı başlarsın bilmiyorum.. Ama hayat beklemeleri bekleyecek kadar lüks ve uzun degil, geçiyor, ve istediklerin gereksiz yere uzaklaşıyor senden.
Ufağı, kocamanı, önemlisi, değersizi yok bunun, istediğin şey her ne ise; yapılabilecek ne varsa o an, tam o anda yapıvermek gerek. Olayın bütününe ulaşamıyorsan, başlangıcını yapmak.. Yemin ediyorum insan hayattaki kendi gücünü hissediyor, güzelliğini, heyecanını, umudunu, hayallerini... en az hiç bişey yapamıyor oluşundaki ölü ve hissiz ve sönük hissettiği kadar yoğun olarak..
Nitekim.. Ölü toprakları kalksın. Yaşıyoruz, hiisedilsin. Bir şeyi erteliyorsak, o şeyi istediğimizi söylemeyelim hiç bence, bu çelişkiyle kendi aklımızı zekamızı varlığımızı vs herşeyi yoksaymış oluyoruz.
O an'da herşeye başlanabilir, isteniyorsa.
Başlamıyorsan ise; istediğin-istemediğin şeyler konusunda kendine dürüst müsün diye bir sorgulamak lazım.
Çok da zor degil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder