Tutarsızlık Uyarısı

"Kısa" yazılar yazmak istediğimi söylemiş miydim?


30 Ekim 2011 Pazar

Kayıp Parçalar Sanatı

İnsanın hayran kalabileceği şeyler ile tanışması an meselesi. Tesadüfen bir anda bir şeye rastlıyorsun, hoop bir bakmışsın , "çook begeniyorum!" diyebileceğin bir şey daha eklenmiş dünyana.

"Bruno Catalano" diye biri varmış mesela.  Sanatla fizik birleşimi gibi yarattıkları.
Eserleri bizim dönem insanları gibi, bizler gibi, eksik bir sürü parçaları var; düşmemek için dogru yerden destek almak zorundalar. Ağırlıklarını doğru yere verip devamlı denge kurma çabasındalar. Ellerinde bir çanta ile devamlı bir yerlere koşturuyorlar, düşmedikleri sürece kayıp parçaların varlıgını görmezden gelmeye çalışarak. 
Evet, bu bir sanat. Eksiklerden etkilenmeden dengede kalmak gerçekten bir sanat.





"Hal"lere bakış.

Fotografçılık işinin detaylarını, tekniğini vs çok bilmem ama bazen bazı fotografları görünce, bu işi çok iyi ögrenmek, her türlü teknolojisi bilmek istiyorum.
Bunlar basit şeyler belki, herkesin yapabileceği şeyler tamam; ama güzel işte, bakış açısı, yalınlık, "mod".. güzel.


      

*Facebook'ta "Damian Hovhannisyan" albümünden kopyalanmıştır.

19 Ekim 2011 Çarşamba

Dı şar da ha yat var.

                                  
"Durmak"kolay. Bir şey yapmamak, bir şey söylememek, atalete uyup eylemsizce durmak. Hayatını öylece geçirebilir bir insan. Kolayca. Yaşar gider, sorun olmaz.

Ya da, "bir şeyler yapabilir". Hareket edebilir, içindekileri anlatabilir, tutkuları olabilir ve onlar için heyecanlanabilir; yaşamaktan da öte, yaşadığını hissedebilir.

Örneğin yürürken ağaçtan yere düşüvermiş yaprakların nasıl da  mükemmel "denk gelerek" o kırmızı dudaklı suratı oluşturduguna tüm gün şaşırabilir, ahşap sandalyelerin renklerinin uyumuna tüm gün hayranlık duyabilir, bi havuzun içine serpilen çiçeklerin kokusu içinde "iyi ki..." ile başlayan bir sürü cümle kurabilir, "hissedebiliyorsa".
Uzun yıllar uzun yollar sonrası görüşülen arkadaşların yakınlığına, birinin mutluluguna gözleri dolabilir.


Tüm "iyi ki.."ler ufak tefek hamlelerin birleşiminden oluşuyor ne de olsa, son yaprak yere düşmeden, oluşacak şekli göremiyorsun; tablodaki çizgiler hep son dokunuşla birbirine baglanıp anlamlanıyor, önceki çizgilerin "iyi ki öyle olmuş"luğunu da ancak o zaman farkediyorsun.

"Bir şeyler yapmak"da bir o kadar kolay aslında; en az durmak kadar. Tercih.

2 Ekim 2011 Pazar

love the life you live, live the life you love.

Gidişatı "olabildiğince" keyifli hale getirmek gerektiği inancı dogrultusundaki bu haftaki etkinliklerim yaşam alanım üzerineydi. Minicik odamda yapılabileceklerin gayet sınırlı olmasının yanında, içindeki kitaplarımı dergilerimi toparlayacak bir kitaplık ve odayı güzelce sesle dolduracak bir hoparlör beni baya mutlu edecek şeyler heralde diye bi yere ulaştı "yüreginin götürdügü yer" dediğim sesler.

o zaman harekete geceyim dedim bari üzerime düşen şey olarak; olacak dedim oldu sonra.
"Küçüük şeyleer hepsi de küçücük şeyleer .."
Tüm bunları yaparken en çok şunu dinledim, sevdikçe dinledim dinledikçe sevdim: