"Durmak"kolay. Bir şey yapmamak, bir şey söylememek, atalete uyup eylemsizce durmak. Hayatını öylece geçirebilir bir insan. Kolayca. Yaşar gider, sorun olmaz.
Ya da, "bir şeyler yapabilir". Hareket edebilir, içindekileri anlatabilir, tutkuları olabilir ve onlar için heyecanlanabilir; yaşamaktan da öte, yaşadığını hissedebilir.
Örneğin yürürken ağaçtan yere düşüvermiş yaprakların nasıl da mükemmel "denk gelerek" o kırmızı dudaklı suratı oluşturduguna tüm gün şaşırabilir, ahşap sandalyelerin renklerinin uyumuna tüm gün hayranlık duyabilir, bi havuzun içine serpilen çiçeklerin kokusu içinde "iyi ki..." ile başlayan bir sürü cümle kurabilir, "hissedebiliyorsa".
Uzun yıllar uzun yollar sonrası görüşülen arkadaşların yakınlığına, birinin mutluluguna gözleri dolabilir.
Tüm "iyi ki.."ler ufak tefek hamlelerin birleşiminden oluşuyor ne de olsa, son yaprak yere düşmeden, oluşacak şekli göremiyorsun; tablodaki çizgiler hep son dokunuşla birbirine baglanıp anlamlanıyor, önceki çizgilerin "iyi ki öyle olmuş"luğunu da ancak o zaman farkediyorsun.
"Bir şeyler yapmak"da bir o kadar kolay aslında; en az durmak kadar. Tercih.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder