Tutarsızlık Uyarısı

"Kısa" yazılar yazmak istediğimi söylemiş miydim?


21 Mayıs 2011 Cumartesi

bırak, hafifle.

bazen bi şeyi oracıkta o anda bırakıvermen, bırakabilmen gerekiyor. bir durum, bir hal, bir mekan, bir insan..
ve aynı kararı 10.ya aldığını farkediyorsun sonra. aynı şey için.

hangi ara niye-nasıl devam ettim bilmiyorum diyorsun, ve aslında aynı yola devam ediyorsun bunu cevaplayamadığın sürece, aynı hastalıklı döngüye.  "oluruna bırakmak"şapkası altında biraz da.
bırakmayı canın mı istemiyor, gücün mü yok, umudun mu var hala aynı şeyden,iraden mi yok...ne var ne yok karışıyor.  sular hep bulanık hep bulanık. hep az oksijene razı olup devam edip gidiyorsun bi şurasını da göreyim bir şu köşeyi de geçeyim bakalım temize çıkarız belki diye.
düzelmiyor işte , illa boğulmanın eşiğine mi gelmen gerekiyor farketmen için? yavaş yavaş farkettirmeden çürütüyor içini bu su, illa nefessiz kalman mı gerekiyor berrak sularda ne kadar rahat yüzdüğünü hatırlaman için?
kaç kurtul işte, dön arkanı git, tutan mı var? o bile yokken hele.. ne bekliyorsun hala? niye cevaplayamıyorsun ki? - o bile yokken!
bazen umut en büyük kötülük mü oluyor gercekten yoksa?

bi yerde durmak gerek değil mi sence de? "yaşadıklarından ögrenmek"diye bir şey mevcut ise, bir yerde durmak gerek.
önce bi otur da cevapla, kendi sorularını en azından, daha fazlasını degil.
bari kendi kendine açık ol, bari kendinin farkında ol, bari kendine söz geçir.

dinlemeye en tahammülsüz olduğun, anlamayı en istemediğin, söyleyeceklerinden en kaçtığın insan yine kendinsin bazen.  kontrol altına alabilmen en zor olan şey yine kendinsin. saçmalığa bak.

bir yerde durabilmek gerek.
çok zor değil.  ama otur da bir cevapla işte sormaktan kaçtıklarını, hatta üşendiklerini. bir otur da cevapla.

15 Mayıs 2011 Pazar

summer jam

Güneşlenesim geldi yine.
miskin miskin şöyle..
şezlong yanında dergiler gazeteler..
gölgede kolalar biralar..
yattıgın yerden mırıl mırıl ordan burdan konuşabileceğin arkadaşlar..
sonra bi anda denize doğru koşup suya atlamalar..

Ah bu hafta sonu hava yagmurlu olmasaydı... !

    



14 Mayıs 2011 Cumartesi

Eldekilerin değeri hatırlansın. :)





Tam da blogspot dün gece bir kaç yazımı silip beni sinirlendirmişken,
Tam da şu an kucağımdaki laptop bacaklarımı yakmışken, ve touchpad üzerinde gezinen parmaklarım elektriklenmişken..

Tekrarlıyorum: "simplify simplify simplify!"

Arada hakkaten sayfaların üzerinde dolanan ellerimin bileklerimin kursun kalem boyanmasını özlüyorum..

13 Mayıs 2011 Cuma

my women...

Kadın.
güzel. çekici. duygusal. eğlenceli. hassas. estetik. korumacı. etkileyici. arada korunmak da isteyen.arada karışık. arada hayat neşesi. arada alıngan.  ama güzel işte.. kalbi kocaman,içi rengarenk.
Kadınız.
seviyoruz. seviliyoruz. sevişiyoruz. arada ağlayıp zırlıyoruz. arada gülmekten konuşamıyoruz. arada kırılıp susuyoruz. arada belli etmiyoruz, arada alttan alıyoruz, arada bağırıyoruz. ama seviyoruz işte.. içten.
Kadın olmak.
güçlü.. bazen farkında olarak, bazen farkında değilmiş gibi yaparak. ama düşünerek, hissederek işte.. yoğun.


Bazı yerlerde ise... bazen ise.. bazıları için ise..
Kadın,
namus meselesi. bastırılmışlık kurbanı. komplekslerin öfkenin cezasını çeken. arada dövülen. arada "öldürülen". ayıp gibi işte..
Kadın olmak,
var olamamak.

Bu kadınlar mesela (bkz: bağlantı)..gerçek.  gazete haberleri. 3. sayfalardan belki.  ama gerçek.  öldürebilen insanlar var..

 "öldürülen"kadınlar var...

Sadece kadın oldukları için aslında..

Baglantıya tıkladığımda uff amma acıtasyon yapmışlar dedim önce.  sonra bunları yazdım..  kadınım işte. bir anda saçma bulup bir anda duygusallaşabiliyorum. evet evet aynen böyleyim, naaparsın.. !
ama şanslı olanlardanım. 
varım.