Tutarsızlık Uyarısı

"Kısa" yazılar yazmak istediğimi söylemiş miydim?


3 Kasım 2012 Cumartesi

Kendiligindenlik

Hayatinla ilgili kararlarin, dogrularin, zihne ya da kalbe kendiliginden geliverdigine inanirim. Genelde karar vermeye calismak bos gelir o sebeple, baya zaman kaybi. Cok dusunuyorsan bir seyi, onun olmamasi gerektigine ya da 'su an' olmamasi gerektigine kalpten inanirim. Oyle oldu hep cunku,  olankar hep 'oluverdi'. Hic baska bir secenege, ertelemeye, tereddute firsat vermeden, cok guclu sekilde. Irade ya da heyecan gibi faktorler ileri geri goturebiliyor tabi surecleri ama i ih, akisa birakinca goruyorsun sadece dogrulari. Dusunerek cikacak seyler degil 'hayirlilar' cogu zaman. Dusunerek verilen kararlar, bir seyi o kararlar dogrultusunda 'oldurtmaya' calismayi getiriyor, ki bu insan dogasina aykiri, hatta hayata aykiri. Oyle gitmiyor cunku o.

Osho'nun bir yazisina denk gelmistim, her okudugumda ilac gibi gelen, yukarida yazdiklarimi destekler nitelikte biraz, bir sey yapmiyor olusunu bile 'icinden oyle gelerek duruyorsan'' pozitif degerlendirebilen.

"Ne yaparsan yap, sadece mümkün olduğu kadar onu bütün bir şekilde yap. Yürümekten hoşlanıyorsan, güzel! Şayet ansızın artık hareket etme dürtüsü ya da arzusu olmadığını fark edersen, derhal otur; senin iradene karşı tek bir adım bile atılmamalı.

Ne gerçekleşirse gerçekleşsin, kabul et ve ondan hoşlan; ve hiçbir şeyi zorlama. Konuşmaktan hoşlanıyorsan, konuş. Sessiz olmak hoşuna gidiyorsa, sessiz ol ― sadece duyguyla hareket et. Tek bir an için bile olsa herhangi bir şekilde zorlama, çünkü bir kez herhangi bir şeyi dayattığında sen ikiye bölünürsün ― ve sorun yaratır bu; sonra bütün hayatın bölünmüş olur.

İnsanlığın tümü neredeyse şizofrenik olmuş hâlde, çünkü bizler her şeyi zoraki yapmayı öğrenmiş bulunduk. Gülmek isteyen kısım ve gülmene izin vermeyen kısım ayrılır, ve sonra sen bölünmüş olursun. Bir üst sınıf ve bir alt sınıf yaratırsın, ve çatışma olur. Çatışmanın yarattığı çatlak daha ve daha ve daha da büyüyebilir. Öyleyse problem bu çatlağa nasıl bir köprü kurulacağı, ve onun artık nasıl yaratılmayacağıdır. Zen’de çok güzel bir özdeyiş var:

Oturuyorsun, sadece otur. Yürüyorsun, sadece yürü. Hepsinden önemlisi,
Bocalama. "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder