Tutarsızlık Uyarısı

"Kısa" yazılar yazmak istediğimi söylemiş miydim?


13 Ocak 2011 Perşembe

Disiplin


"An'ların değeri bilinsin!" , "Yaşasın spontane hayat, yaşasın içten gelenler!" diye bağırıp duruyorum ama; bunları halen desteklemekle birlikte, arada bunlara karşı gelebilmenin de insana kendini güçlü hissettirdiğinin büyük bir gerçek olduğunu da söylemeliyim.
Olay sadece kendini bilip kendini kontrol edebilmekte. Kontrol etmen gerekmeyen zamanları bile farkedebilmekte örneğin. Kendini şımartmak ile disiplinini bozmamak arasındaki dengeyi bulabilmekte.
Ufak şeylerden bahsediyorum aslında. Çok gündelik şeylerden. "Hayır diyebilmek" dediğimiz mevzu.

Çok uyursun da sonra "uf tüm günüm gitmiş" dersin ya mesela, ya da dayanamayıp çok yersin de tüm gün şiş ve miskin hissederek dolaşırsın dışarda, ya da kitap okumayı planladığın gecenin hepsini facebookta harcadığını farkedersin bazen.. İşte bunlardan bahsediyorum en çok. Önemsemediğin ama zamanla üzerine kocaman ağırlık bindirenlerden. Ufak, ama hayat tarzı mıdır, kalitesi midir nedir, onları etkileyen şeylerden.

Hadi çok çılgın bir teklif vardır önünde yapılacak, tamam zıpla git; ya da tüm hafta çok yorulmuşsundur, sırf tavana bakarak geçir o geceni, tamam.
Ama sabah uyandığındaki mayışık saniyelerinde bir önceki gün kendin için bir şeyler yaptığını, verimli yaşadığını hatırladığında o kadar için rahatlıyor ki... Zincirleme gidiyor bu iş, ne kadar uygulayabilmişsen o gün planlarını, o kadar zinde başlıyorsun ertesi güne de.

O yüzden, " Yaşasın disiplin yaşasın planlı yaşam yaşasın irade! " de diyorum.

Katı kurallar değil, sıkıcı düzen değil; ne istediğini neye ihtiyaç duyduğunu neyin gerekli neyin gereksiz olduğunu farkedebilmek söylediğim.

Kendini dinleyebilmek, istediklerini unutmamak, farkında olmadan sürüklenip gittiğin akıştan arada ayrılabilmek. Bu yani sadece...
Mutluluk huzur neşe kaynağı yahu!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder