Tutarsızlık Uyarısı
"Kısa" yazılar yazmak istediğimi söylemiş miydim?
7 Ocak 2012 Cumartesi
Bu bir özel yazıdır.
Ortalama 60-70 yıl ömrümüz olduğu devamlı aklımda benim nedense. Yani kısa zamanımız olduğu. Ve hayatta inanılmaz güzellikte, çeşitte olanaklar, yaşanabilecekler hissedilebilecekler olduğu, sonsuz imkanlar olduğu..
Hayatı "o an olabileceğinin" en istediğiğm gibi olan halini yaşayabiliyor muyum, elimdeki şartları amaçlarımı bilip ona göre en iyi şekilde değerlendirebiliyor muyum, bunu farketmek için arada kendime bakmak istiyorum ben. Bir içeriden, bir dışarıdan.
Nerdeyim, ne yapıyorum, ne kadar "içim rahat", ne kadar coşkum var.. Maslow piramitinin tepesindeki en büyük ihtiyaç "kendini gerçekleştirme" kısmına ulaşmaya çalışıyor olabilirim.
Geçen kutladık ya hani yeni yılımızı, böyle zamanlar bahane oluyor bazen, tv kanallarındaki "geçtiğimiz sene neler oldu" görüntüleri gibi kendi geçmiş senesini değerlendiriyor insan; yani ben öyle yapıyorum bazen, verimli olabiliyor.
Film şeridini şöyle bi geçirince gözümün önünden, azcık istatistiğini çıkarmaya çalışırsam;
Bu sene ;
İki kezcik sahneye cıktım,daha cok şarkı söylemek istiyorum.
Bisürü yazı yazdım,bloga da 60post fena sayılmaz -elimdeki şartlara göre-. İstediğim kadar olmasa da güzel kitaplar okudum, ama 3ünden cok etkilendim, yeni 4-5 yazar keşfettim, takip edicem bundan sonra. bloggerlar da cabası tabi.
Yeni müzik gruplarını ise her gün araştırıyorum belki;müzik ruhun gıdası.
Yeni sporlar denedim, bazılarını sevdim bazıları benlik degil;ögrenmiş oldum.
Araba sürebiliyorum artık! yani, fren-gaz-debriyaj neymiş ögrendim en azından.
Yeni yerler de gördüm bi sürü.-yine eldeki şartlar kadar,elden geldiğince-.
Hele ki kendi alanımda,tekstilmiş modaymış ohoo neler neler gördüm;sevdikçe seviniyorum.
kendimi hem ruhsal hem bedensel daha cok dinleyip daha iyi anlıyorum galba, ne istiyor neler onu zorluyor, konusuyoruz arada karşılıklı.
Ve tabi ki kendini dinlemeler sonucu asıl "nasılım"ın cevabı az daha soyut şeylere dayanıyor.
Evet Ben Ruhi Bey Nasıldım?
Bu 12ay boyunca;
En az 5-10kez aşırı mutlu oldugumu hissedip hayatı çözdüğümü falan düşündüm.
Hayatımdan gelip geçiyorken yakaladığm yeni en az 3-4 insan oldu, birbirimize tutunduk gidiyoruz halen, daha da güvende hissediyorum sayelerinde şimdi. Asıl kazanç bu işte.
Bazılarını ise daha önce tanıyordum, ama bu sene iyice yakınıma geldiler, birbirimizi çektik bir şekil, yan yanayız şimdi, tereddütsüz. Gidiverecekmiş gibi degil.
Çok çok içten şükrederek uyuduğum çok oldu, sayısız. İç rahatlığı en büyük gücüm benim, o yoksa ne olursa olsun zayıfım.
Birkaç kez birkaç insan hayatında ne kadar önemli oldugumu anlattı, cok duygulandım.
Birkaç insan bana eskisi gibi güvenemediğini söyledi, düşündüm.
Birkaç kez hazırlıksız yakalandım hayal kırıklıgı denen şeye, biraz gözümden yaş geldi, ciddileştim biraz, içim kırıldı, "normalleştim" o sebeplere karşı, verebileceklerimi çektim geri.
Birkaç kez ise-sanırım iki kez- baya baya ağladım. Çok yalnız hissettim.
Bir kez artık bedenimi-kalp atışlarımı bile kontrol edemediğimi düşündüğüm oldu, sakinleştirici istedim gerekli mercilerden.
En az 3-4 insana ise çok kötü hissettikleri anda iyi geldim, karşılarına çıktığım için şükrettiler.
Bi kaç insan bana çok iyi geldi, iyi ki buradaymışım da bu insan yanımda olabildi dedim.
Bi kaç insan ise hayatlarını değiştirdiğimi söyledi,kendilerine söyleyemediklerini bana anlatabildiklerini. Benim için nasıl büyük bir şey anlatamam. Bir insana bile ufacık bi parıltı katabiliyorsanız, sadece o anlık bile olsa hatta, hayatınızın en büyük kazançlarından-verimliliklerinden bence.
Bazı bi kaçının istedikleri-bekledikleri ile çok uyuşamadım, burukluk yaratmış olabirim, her zaman herkesi mutlu edemiyorum.
Birkaç kez de çok hayran olabileceğimi düşündüğüm insanların aslında büyütülecek sağlamlığa sahip olmadıklarını gördüm. Işıltım söndü. Hayran olabileceğim insanların varlığını istiyorum ben.
Bu acayip bi döngü. Bazen farketmeden usulcacık değişiyor hayat, bazen sertçe, kıra döke.
Kartopu gibi yuvarlanırken geçtigimiz yerlerden bişeyler alıp biriktirip biriktirip ilerliyoruz heralde. Nesneler gibi birikebilen insanlar, olaylar, duygular..
Yani.. Bu sene o 60-70 senenin (ya da hernekadarsa)bi senesinden daha bişeyler alıp, bişeyleri orada bırakıp; ama istediğim "hafiflikte" ve istediğim "dolulukta" devam ediyorum galba bu hesaplara bakarsam. Artı taraftayım diyebiliriz.
En azından çabalamışım, eldekilerin "en iyi hissedebileceğim hali" için. Ki bu en büyük amaç. Umut yani. Heyecan işte.
Yola devam o zaman.
Çok uzun yazmaya başladım ben yine ayrıca. bunu değiştireyim mesela. tamam tamam.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
güzel bi öz eleştiri...
YanıtlaSilUmarım hayat hep güzel tarafını gösterir.
böylesine yaşam sevinci olan ve bunu değerli kılan şeylerin farkında olan bi insan.Hayatın güzel tarafını fazlasıyla hak ediyor bence...