Tutarsızlık Uyarısı

"Kısa" yazılar yazmak istediğimi söylemiş miydim?


13 Mayıs 2012 Pazar

Kahve6

Birazcık sakin kalmak istediğiniz bir gün,Cihangir Firuzaga Cami'nin karsısındaki sokağa giriyorsunuz efenim, ordan da ilk sağa kıvrılıveriyorsunuz.
Kahve6 diye bir tabela görüyorsunuz bir kapının üst yanında.
İlk başta ufak-samimi bir yer izlenimi veriyor burası size, sonra biraz cafe'nin arka tarafına dogru baktıgınızda bir görüyorsunuz ki, meger burası cok da ufak olmayan-samimi bir yermiş.
Bahçesi falan varmış.
Bahçesinde ufak bir havuzu varmış. Yerler sahil taşlarından az daha büyük taşlarla doluymuş, ahşap sedirler,şezlong sandalyelerle, pek şeker masalarla doluymuş. havuz şırıltısına fonda jazz eşlik edermiş.
Menü çok bir dogal, pek bir güzelmiş.
İster yalnız kalıp dergilerine kitaplarına dalabilirmişsin, istersen samimi sohbetini özlediklerinle uzun uzun muhabbete.





soru(m)-suz

11 Mayıs 2012 Cuma

Korhan Futacı ve Kara Orkestra

Bu kadar begenebildigim bir şey çıkarttıkları için karşıma; paylaşan arkadaşlara özel teşekkürlerlerimle..
Dinleyiniz, dinletiniz.



9 Mayıs 2012 Çarşamba

Sabrın sonu

Bazen, bazı an'larda, alkol sonrası kusup da rahatladığın anlar gibi oluyor hissedişin.

Mideni bulandıran şeylerin coğaldığını farketmeden, "o an"ın sarhoşluğunda sonunu salıverip ; içindeki fazlalıkları atamadan, daha da güzelini yaşayacağın güdüsüyle duramama-kurtulamama hali içinde olman gibi. Birikenlerin sonucu, o birden geliveren bulantının bir kaç saat önceki yoğun keyifli anlarını silebilip "ah o son kadehi içmeyecektim" dedirtmesi gibi.
Ve sonunda o farketmeden biriktirmiş olduğun tüm fazlalıkları atıvermen gibi.

İlk başta o zehri atarkenki sancın, o kusma anında agzına igrenç ekşiliğin dolması-daha da mideni bulandırması gibi.
Büyük sancı sonrası rahatlayışın, kusmanın ardından içini bomboş hissetmen gibi.
O boşlukla sakin kalıverişlerin gibi.
Sahip hissettiğin iyi kötü ne varsa, hepsini bırakıvermen, her şeyi atıvermen, sadece kendinle kalman gibi.

Herhangi bir şey için. "Bu sefer de deneyeyim hadi" dediğin, "yok yok aslında öyle degildir, güzeldir, iyidir" dediğin herhangi bir şey.
İnancını yitirmeye inat, güvenini korumayı seçtiğin, çabaladığın herhangi bir şey için. Öylesine bir şey için işte, sabrettiğin, içsel ya da dışsal, farketmeden.

Tüm o herhangi bir şeylerin üzerine, öylesine bir şey daha oluveriyor sonra ; sen o zaman işte, taşıyamıyorsun biriktirdiklerini, birden taşıveriyorlar içinden. O zaman anlıyorsun, fazla doldurmuşsun içini.


Nedense..
Niçinse..

Çıkıveriyorlar içinden.  ha tepkisel bir dışavurumla, ha kendiliğinden bir bırakıverişle.. Herhangi bir şekilde.
Nasılsa..

Daha temiz, daha fazlalıksız, daha hafif halde bırakıyorlar seni.
Ama bir süre ağzındaki o ekşi tat, bedenindeki o yorgunluk, midendeki o boşluk ile birlikte işte.


1 Mayıs 2012 Salı

an(i) farkediş.

Çok acayip şeyler oluyor bazen.
Farketmek dediğin şey, çok acayip bi'şey.
Farkındayım deyip geçmeyeceksin.
"an"ı farketmek bi garip, zor bir şey. Güzel bir de. Bi acayip işte.
Herşeyin farkındayım diyorsun da;

Koluna taktıgın saatin bileğine dokunuşunu farketmiyorsun misal, sıkmıyorsa.
Otururken ayagının yere degen kısmını farketmiyorsun ya da. Dokunuyor o anda oysa ki o. Sırtının sandalyeye yaslanan kısmını ya da?
Tüm sesleri duyuyorsun etrafındaki de, yürürken kendi çıkardıgın sesi duymuyorsun.
Her nefes almak, koklamak gibi değil örnegin.
Baktığın yerleri ya da.. Görmüyorsun çogu zaman.  Bakar kör dedikleri öyle bir şey herhalde.
ayrıntılara odaklanıp özü kaçırmak mıdır, genele takılıp ayrıntılara inememek midir bu, bilemedim, az daha düşüneyim bari.

İnsan, duyularının farkında olmalı diyeceğim. Onları kullandıgını farketmeli, "kendiliğinden kullanıveriyor" olmanın dışında başka bişey o.  - Şu an.
5 duyu.
Hey gidi.
Ayıkken uçmaya başladım herhalde ben yavaştan.
Sevgiler.