Tutarsızlık Uyarısı

"Kısa" yazılar yazmak istediğimi söylemiş miydim?


13 Nisan 2011 Çarşamba

Arada da böyle.

Dünyanın en yüzeysel adamı olmaya oynuyoruz hepimiz bişey düşünmemek, hissetmemek için.

Korkaklığımızdan. Sırf, kaçışımızdan.

Mutsuz olma ihtimali azalsın diye kendini hissizleştirirsen, mutlu da olamıyorsun oysa. 
Gerçek birşeylerle yüzleşmeye ihtiyaç var. Bazen bişeyleri geçiştirmek çözüm olmuyor, sahte bir uyuşukluk veriyor sadece, ki son derece yapay aslında.
Uyumlu olmak çok yorucu, bir o kadar da tüketici.  Kolaylaştıracağını sanıp öyle alışagelmişsin ama daha zorlaştırdığını ve sahteleştirdiğini farkettiğinde, kendini ne kadar geri plana aldıgını farkettiğinde aptal gibi hissediyorsun. Ne için ugrasıyorum ki diye.

Devamlı kendi kendine "bu kadar deger vermeyeceksin aslında" diye söyleyip söyleyip yine seni en mutlu edenin “deger vermek” oldugunu anladığındaki iğrenç çıkmaz, durup durup aynı yere getiriyor. 

Yaa işte sevgili blog, her zaman barış sevgi kardeşlik keyif falan tabi ki de, arada "paylaştıgını" sanıp mutlu oldugunda aslında sadece kendikendine "yaşasın samimiyet- içtenlik" diye takıldıgını farkedince çok sert çarpıyor yüzüne.

Ve o yüzden de paylaşabildiğinde, inanılmaz bir mutluluk, en degeri bilinesi en kıymetli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder