Ne zamandır yazmak istediklerimi yazmış Tolga Akyıldız 46Magazine'de . Kendi düşündüklerimi kendim yazsam kendimi bu kadar iyi ifade edemeyebilirdim sanırım.
" Aşk kavgadır.Buna inandırdılar bizi.Hani sürekli didişmezsen,birbirinizi yemezsen;24 saat kendini tedirgin hissetmezsen onun adı aşk değildir.Aşk iktidar mücadelesidir.Köle ile efendinin;kimin efendi kimin köle olduğunun belirlenmesi için yapılan savaştır.Karşındaki zatın kendine göre olan güvenini elinden alıp onu bağımlı kılmak; kendini yetersiz hissetmesine ön ayak olmak ‘aşkmış’ gibidir.
Taraflarda hastalıklı bir hal…Böyle gözler kör olmuş…Bir yakıp yıkma,bir kırıp dökme hali…Sonra sevişmeyle biterse daha da aşk gibi…Öyle mi?
Birbirimizi kandırmayalım.Aşk,sıradan hayatının bir bombasıyla darmaduman olmasıdır.Hayatında özenle kurduğun ya da kuramadığın o düzenin yerini erkeğin ya da kadının almasıdır.Tüm önceliklerinin tek kişiyle endekslenmesi, ne zaman ne olucağını tahmin edememe halidir.Onu kaybetmekten deli gibi korkmaktır.Korkunca zaman zaman saldırgan,zaman zaman süt dökmüş kedi,zaman zaman pornocu,zaman zaman romantik çocuk olmak;zaman zaman da korkudan kendini bırakamamaktır aşk.Tedirgin olmayıp da napıcaksın?
Elindekini kaybetmemek için savaşmayıp,akabinde saçmalayıp nereye varacaksın?Aşkta tünelin ucu gözükmez.İçinde bir ışık vardır;yanar;yandıkça seni yakar.Öyle midir?
Aşkta eşit bir ilişki kurmak mümkün olabilir mi?Birlikte öylece durmak.İki kişi olmak mümkün müdür?Daha bebeklik yıllarından taşıdığın onca kompleksinden sıyrılmak;annenin babanın sırtına yüklediği doğruların yanlışların hamaliyesinden kurtulmak,eski sevgililerin yüreğe attığı çizikleri unutmak…Kendinden vazgeçmemek mümkün müdür?
Bile isteye tutsak olan birinin,huzur bulması;kendisiyle;efendisi ya da kölesiyle eşit ilişki kurması,’tek’ olması…Bunlar olabilir mi?
Aşk aslında barıştır. Bütün debelenmelerin, arayışların, kavgaların, tedirginliklerin, pornoların, güvensizliklerin, kararsızların, saldırganlıkların, romantik komedilerin, gözü dışarda olmaların , kendini matah bişey sanmaların, ruhunu azımsamaların, boşluğu doldurmak için kuru gürültü yapmaların,acılı suskunlukların, maçolukların , aşüfteliklerin, efendiliklerin ,köleliklerin sonudur aşk. Aşk barışmaktır.
Bu dünyadaki varlığınla barışmaktır aşk.Yaşamak için bir sebep bulmaktır.O nedenle bir duygusal bir barıştır. Bir ateşkestir. Deniz misin liman mısın karar vermektir. Denizsen limanda durulmak, limansan o denize kollarını açmaktır.
Bir balık tutup sonra denize atmaktır. Bir çocuğu güldürmek, birini ölümden döndürmektir. Niye sevdiğini düşünmeye fırsat bulamadan habire sevmektir.
İçinde huzuru bulmak için kendinden kaçmana gerek yoktur. Barışmak için savaşmaya gerek yoktur. Bulman gereken eş, ikinci kişi değil parçan olacaktır. Eş deyince el ele yürüyen bir çift gelmesin aklınıza. Eştir çünkü aşk sizi birbirinize benzetir. Kendisiyle savaşır mı insan?
Peace&Love bir araya gelir mi; bu da son soru. Aşk Woodstock degildir. Aşk, Woodstock'ta tam da gece yarısı sahneye çıkan Blood Sweat&Tears'ın "I love you baby more than you ever know"udur.
Savaşma seviştir, ama aslında kendinle barıştır. "
Tolga Akyıldız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder