Maslow'un ihtiyaçlar teorisinden sık sık bahsetmişimdir muhtemelen burda da; bireyin hayattan beklediklerini, birey hissetmek için teker teker nelere hangi öncelikle ihtiyaç duyduğunu tanımlar bu teori.
Özet olarak;
*Bireyin var olabilmek için öncelikle yemek içmek uyumak gibi fiziksel ihtiyaçlarını sağlamak isteğini; *Ardından can güvenliğini, var oluşunu tehlikelerden korumak gereksinimini ;
*Sonra aile ve arkadaş çevrelerince sevilmek kendini bir topluluğa dahil hissetme ihtiyacını,
*Bunları sağladıktan sonra biraz itibar elde etmek, kendini toplumun saygın bir parçası olarak hissetmek isteğini,
*Ve son olarak "kendini gerçekleştirme" dediğimiz bireyin kendi hayatını anlamlı bularak tam anlamıyla kendini hayatın içinde, üretken, yaratıcı olarak yaşamını her yönüyle kabul edip var hissetmesi, değerli hissetmesi süreci 'ni anlatır.
Sanırım şöyle oluyor : Asıl hedefimiz zirvedeki "kendini gerçekleştirmek" noktası oldugundan, arada aşağıya düşüp dursak da tırmanmak çabamız bitmiyor hiç birimizin. Yollar farklı oluyor sadece. Herkesin kendini "yaşama ait hissetme" yolları farklı. Kimi maddiyat aile var olabileceğini düşünüyor ( ki ben onların yukardaki piramitin "love-belonging"kısmında takılıp kaldıgını, o eksikliği de "madem beni sevmiyorlar çok zengin olayım da hayran olsunlar, hayat benim olur" tarzında hastalıklı bir duygu oldugunu düşünüyorum ); kimi "tamamen" kariyerine başarılı olmaya takıyor (ki bu da en çok saygı görme-degerli hissetme tarafında sıkıntı oldugu göstergesi sanırım ); kimi tamamen boş veriyor, kötü-şanssız hayat şartlarında daha bedeninin sağlıgından-güvenliğinden emin degil...
Herkesin hedefi o zirve olsa da alt basamaklar sancılı yani biraz, herkes tırmanıp düşerken bir sürü yara bere içinde kaldıgı için mecali kalmıyor bazılarının, bırakıveriyorlar.. Zaten ulaşılacak öyle bir yer olmadığını düşünüp.
Uzatmak istemiyorum yine ;
Ama nasıl oluyorsa insan bazen kendini o civarlarda, en azından oraya yakın gibi hissedebiliyor. alt taraflardaki kırıklar çizikler var ola dursun, onları da o şekilde kabullenip; kendini var hissedebiliyor.
Bu, en çok yaratmakla, birilerine& hayata faydalı olmakla, olumlu hisleri paylaşmakla olabilen bir şey.
Zaten, insanı en mutlu eden şeyler araştırmasında "birilerini mutlu etmek" ilk 5te idi sanırım. Yani benim "şimdilik" geldiğim nokta o şekilde. Arada insanları hakkaten mutlu edebilmeyİ, onlara pozitif bir şeyler katmayı bir deneyin derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder